Türkiye, örgütlü bir toplum mu?
Aşağıdaki grafikte1 21.04.2017 tarihi itibariyle en çok üyesi olan Türkiye’deki 5 partinin üye sayısı görülüyor. (Kaynak: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı)
Bunlar, bir partiye üye olan 12 milyon 166 bin küsur yurttaşın %98’ini ve toplam seçmen sayısının da %22’sini oluşturuyor. Bu her şeyden önce aşırı örgütlülüğün göstergesidir. Türkiye’de insanlar, örgütlüdür; hem de aşırı örgütlüdür. Siyasal partiler dışındaki konularda da yapılacak nicel araştırmalar bu sonucu değiştirmez, pekiştirir.
Bu sayılarla ilgili ilk gariplik, siyasal partilerde örgütlü yurttaşların %77’sinin üye olduğu AK Parti’nin yasalara karşı olmasına rağmen devlet gücüyle dayatmalar yaptığı ve sayımları şaibeli olan seçimlerde %40’lar düzeyinde oy alabilmesidir. Bu hareketin göstermelik bile olsa toplumsal destek bulmaktaki becerisi üye kayıtlarındaki becerilerinin yarısı kadardır. Buradan parti üyesi yurttaşların bu bu %77’lik kesiminin bir siyasal parti olarak örgütlenmediği anlaşılıyor. Örgütlenilmiş, bu doğru. Bir parti görüntüsüyle, bu da doğru. Ama bu bir parti örgütlenmesi değildir.
Listedeki partilerin ortak özelliği, kural olarak kimliğe aşırı vurgu yapan partiler olmasıdır. Acaba CHP bu kuralın dışında bir istina mı? Yoksa?
Siyasal oluşumları yol açtığı ekonomik sonuca göre bir skalaya otturttuğum çözümlemeye göre bu partilerin hepsi sosyalizm-faşizm skalasında sosyalizmden uzaklar ve faşizme şu ya da bu oranda yakınlar. Acaba CHP bu kuralın dışında bir istina mı? Yoksa?
Hedefi sosyalizmin çok uzağında bulunmakla birlikte CHP, bu partiler arasından merkeze yakın duruyor. CHP ve CHP’ye çok yakın olan DP haricindekileri ise “aşırı”, sınıra çok yakın anlamında “marjinal” olarak nitelememek için neden bulmak zor.
Ortada örnek olacak bir anomali var. Marjinaller sınıra dönüp merkeze yakın sağda duranlar yerlerine çekilseler, merkez ve solunda tam bir siyasal boşluk bulunuyor.
Bu anomaliyi norm olarak alıp siyasal yapı kurguları yapmak gaflettir. Tavsiye ederim; okumayanlar okusunlar, okuyanlar tekrar tekrar dikkatlice okusunlar: Sermayenin değer köprüsündeki emek ve toplumsal güç keçileri.
