Ne gerek vardı bütün bunlara? Bu dünya olmasaydı. Neden doğrudan cennette doğmadın? Envai çeşit kurgular kurabilirsin.
Bir insan olarak nedenini bilemem; bu dünya var.
Felsefe burada kaçınılmazlaşıyor. Ancak kurallı olanı anlayabilirsin. Bu dünyaya özgü kuralları olmasa “bu dünya var” yargısına varamazdın.
* * *
11 yıldır Türkiye “mucize”lerle yönetildi.
Ekonomiye baktığında; üretim o kadar artmadan, üretim artışından başka bir şey olmayan büyüme gerçekleşti. Fiyatlar durmaksızın arttığı halde fiyat artışından başka bir şey olmayan enflasyon o kadar da yüksek olmadı. Ekonomi dengedeyken dengesizlikten başka bir şey olmayan cari açık arttıkça arttı. vs. vs. vs.
Siyasete baktığında; tek tek insanlar yobazlaşmadan Türkiye yobazlaştı. Siyasal iktidarın halk desteği azaldıkça halk desteğinin artmasından başka bir şey olmayan popülerliği arttı. Avupalılaştıkça Doğululaştı. vs. vs. vs.
Dış ilişkilere bakıldığında; Türkiye etkisizleştikçe gücü artıyormuş gibi göründü. vs. vs. vs.
Ben ekonomi konusunda konuşayım. Görünen tam tersi olduğu halde Türkiye ekonomisinin büyümesi potansiyelinin çok altında kaldı, hayat pahalılaştı, dengesizlik arttı.
Gerçeklikle alakasını koparmış görüntüleri dışarıdan gelen mali akımlar sağladı. Göstermelik mucizeleri sağlayan tanrı, mali sermaye oldu. Beş vakit ona secde ettiler, otuz Ramazan onun verdiği güçle oruç tuttular. Allah affetsin.
* * *
Mali sermaye denilen bu uyduruk tanrı tökezliyor. Üstelik son 11 yıldır bu biçimde tutunma olasılığı sıfır olmasına karşın Türkiye’ye giriş yapması, tökezlemenin çok daha önceleri başlamış olduğunu gösterir.
Dünyanın kuralları vardır. Türkiye ekonomisinde olamayacak olanın olamayacak olduğunun ortaya çıkma vakti geldi. Koşullar her geçen gün bir öncekinden daha kötüye gidiyor. Bu kader değildi; 11 yıldır olamayacak dayatılmasaydı sonuç çok farklı olurdu. 11 yıldır yönetimde olanlar bu kötüye gidişin sorumlusudur.
Sorumlular, 11 yıllık illüzyonu başarılarının kanıtı olarak yanlarına alıp yönetimi yol açtıkları kötülüklerin sorumluluğunu yüklenecek birilerine devretmeye çalışıyor. “Darbe” nerede kaldı diye çığlık çığlığa bağırıyor. “Darbe” ya da başka tür bir müdahaleyi kışkırtmak için elinden geleni ardına koymuyor.
Maalesef, halen illüzyona kanmış kötü gidişatın asıl sorumlularını göremeyen önemli çoklukta insan var. Ülke yönetimini elinde tutanlar, öyle metafizik mistik düşüncelerle, inançlarını sömürerek değil onları hep vaatlerle idare etti. Bu vaadler çelişiktir; birinin gerçekleşmesi diğerinin gerçekleşmesini olanaksızlaştıran vaatlerle. Gerçekleştiremediği vaatleri gelecekteki daha büyük vaatlerle geçiştirdi. 2070’ler için bile vaatler verilmeye başlandı.
Koşullar kötüleşti, vaatler inandırıcı olmaktan çıktı ve yönetimdekilerin kendilerine inananlar dışında kaynağı kalmadı. Varlıklarını ancak vaatte bulunup gerçekleştirmediklerini hüsrana uğratarak ve gerçekleştirdiklerinin elindekileri alarak sürdürebilirler.
Durum bu iken kimse iktidar olmak istemiyor. Çoğunluk 11 yıldır yönetimde olanların sorumluluğunu görmedikçe başkasının iktidar olması, koşulları ancak daha da kötüleştirir.
Bir an önce kışkırtmaları boşa çıkara çıkara, Ramazan’ın, Bayram’ın yol açtığı dünyevi sonuçları olan dinsel dalgınlıklardan arınıp umutlarını AK Parti’ye bağlamış olanları her koşulda kendilerini bekleyen hayal kırıklığından haberdar etmemiz gerekiyor.
İyi Bayramlar