Dünya ekonomisinde ülkeler ve sektörler

Bir sektörde üretilen üründen hangi sektörde kim ne kadar kazanıyor ya da bir sektörde üretilen ürün hangi sektörlerin katma değerini kendinde cisimleştiriyor? Salt ürün miktarlarına bakmak yerine üründe cisimleşen katma değeri hesaplamak, ülkelerin ve sektörlerin Dünya ekonomisindeki konumu hakkında çarpıcı sonuçlar çıkarıyor.

Kullanılan veriler ve ihtiyat payı
Buradaki sayısal çözümlemeler WIOT datasına dayanıyor. (Bknz. “WIOT’a göre Dünya ekonomisi“)

Katma değer hesaplamaları girdi çıktı çözümlemeleriyle yapıldı. (Bknz. “Girdi çıktı çözümlemesinin anlamı“, “Girdi çıktı tablosu, “Girdi çıktı çözümlemesinin tekniği“)

WIOT, resmi ulusal gelir hesapları ve uluslararası ticaret akım verilerine dayanıyor.

İhracat teşviklerinden yararlanmak ve ithalat vergilerinden kaçınmak için yapılan yanlış beyanlardan dolayı ihracat,  ithalattan düzenli olarak fazla görünür. Girdi çıktı tablolarında ihracatın ithalata eşit olması gerekir. Bu durum resmi istatistiklerde ayarlama yapmayı gerektirir. Bu ayarlamalar, gösterdiğinden sapmış göstergeyi gösterdiğine yakınsatmaya yarar, tartışmalı olsalar bile resmi göstergeler kadar tartışmalı değildir.

Dünya girdi çıktı tablolarında, temel sorunlardan biri kur sorunudur. Aşırı değerli ya da düşük değerli kur oranları, sonuçların olması gerektiğinden sapmasına yol açar. Bu sorunun sonuçları ne yönde ve ne derece etkilediğinin ayrıca yapılacak çalışmalarla saptanması gerekir.

Girdi çıktı çözümlemelerinin tümü için geçerli olan temel sorunsa, “Girdi çıktı çözümlemesinin tekniği” yazısında belirttiğim üzere bütüncülleştirme sorunudur.

Girdi değerleri dışında resmi istatistiklere ya da ayarlanmış resmi istatistiklere dayanan WIOT’ta girdi değerlerininse tahmini yer alıyor. Ülkelerin ulusal istatistiklerinde  her yıl için girdi çıktı tabloları bulunmadığından, girdi değerleri var olan girdi çıktı tabloları kullanılarak yapılan kestirimlerden oluşuyor. Bu konuda iyileştirmeler olanaklıdır.

WIOT verilerinde eksikliği en fazla hissedilense diğer ülkelerin kapsamıdır. Bir yandan bir çok büyük ekonomi eksikken diğer yandan kaynak zengini ya da uzmanlaşmış küçük ekonomilerin de kapsanması sonuçlarda anlamlı iyileşmelere neden olacaktır.

Herhâlükârda sonuçlar değerlendirilirken bir ihtiyat payı bırakmak yerinde olacaktır; ama sorunları gözde fazla da büyütmemek, daha ince çalışmayı gerektiren sapmalar olarak düşünmek de. Örneğin; WIOT verilerinde, 2001-2006 ve 2009-2011 yıllarında madencilik için Japonya’da stok değişmelerinin eksi olduğu, eksi olmakla kalmayıp diğer girdi dışı harcamaların toplamından mutlak değer olarak fazla olduğu görülüyor. Bu durumda, Japonya’daki tüketim eksi oluyor. Tüketimin eksi olması, girdilerin bir bölümünün yeniden üretim olmadan stoklardan karşılandığı anlamına geliyor. Tüm sektörleri kapsayan toplam içindeki payı yüzde 1’in çok altında olduğundan buradaki çözümlemelerimiz bakımından değeri fiilen sıfıra yakın ve herhangi anlamlı bir sorun oluşturmuyor.

Dönemleme
Burada işlediğim konuyla ilgili neoliberal dönem ya da küreselleşme dönemi de denilen 1980 sonrası dönemin tümünü kapsayan bir veri tabanı bulunmuyor. Burada yazdıklarım, 1995 ve 2011 yılları arasındaki dönem için dünya girdi çıktı tablolarını (WIOT) kullanarak yaptığım çözümlemelere dayanıyor.

Veriler, 2008 yılına kadar dünya ekonomisindeki ulusal ekonomilerin hızla bütünleştiğini ortaya koyuyor. Hızlı bütünleşme dönemi, 2008 ile birlikte sekteye uğradı. 2009 yılındaki içe kapanmadan sonra bütünleşme, kaldığı yerin biraz gerisinden devam etti.

Ulusal ekonomiler ve tüketim
En geniş anlamıyla bir mala toplam talep ya da bir malın toplam tüketimi, o malın girdi olarak tüketimini de kapsar. Girdi olarak tüketilenler dışındaki tüketimi, hanehalklarının nihai tüketiminden, devlet harcamalarından, hanehalkı ve devlet dışındaki örgütlerin harcamalarından, sabit sermaye yatırımlarından ve stok değişmelerinden oluşur.(Bknz. “WIOT’un kapsamı“) Tüketim dendiğinde en dar anlamıyla akla hanehalklarının tüketimi gelir. Bu yazı boyunca, tüketimle -aksini belirtmemişsem- girdiler dışındaki tüketimi kast ediyorum.

Tüketim verilerine bakıldığında ulusal ekonomilerde, büyük oranda yerli mal ve hizmetlerin tüketildiğini görüyorum. Yerli ürünlerin tüketim içindeki payı 1995 yılında yüzde 92,8’di. Hızlı bütünleşme döneminde bu yüzde 90,5’e kadar geriledi. 2009’da yüzde 91,6’ya çıksa da sonra gerileyip 2011’de yüzde 91,2 oldu.

Yurt içinde üretilen ürünlerin girdilerinin bir bölümü yurt dışından sağlanır. Örnek olarak 100 liralık yerli bir bellek kartı aldığını düşünürsem bu bellek kartının üretiminde diyelim ki 70 liralık yabancı girdi kullanılıp üzerine 30 liralık gelir elde edildi. 100 liralık bellek kartında doğrudan cisimleşen yerli katma değer 30 liradır. Örneği fiktif rakamlarla sürdürürsem 70 liralık girdi çeşitli ülkelerden sağlandı ve bunların üretiminde toplam 10 liralık daha yerli katma değer cisimleşti. Böylece 100 liralık bellek kartının değerinde, 30 lirası doğrudan 10 lirası girdiler aracılığıyla dolaylı olarak toplam 40 liralık yerli katma değer cisimleşti, geriye kalan 60 liralık bölüm yurt dışındakilere gelir oldu.

Yurt içinde üretilen ürünlerde nasıl yabancı katma değer cisimleşiyorsa yurt dışından sağlanan ürünlerde de yerli katma değer cisimleşir. Böylece ürünlerin değerine değil ürünlerde cisimleşen katma değere baktığımızda yerli payında değişiklik olur.

1995 ve 2011 yılların arasında tüketilen katma değer içindeki yerli katma değerin payının hareketi dönem boyunca tüketilen ürünlerin değeri içindeki yerli payının hareketiyle uyumlu oldu. Yerli katma değerin tüketilen katma değer içindeki payının 1995-2011 dönemi boyunca seyri 1. şekilden izlenebilir.

Yerli katma değerin tüketilen katma değer içindeki payı 1995 yılında yüzde 85,5’di. Hızlı bütünleşme döneminde bu yüzde 80’e kadar geriledi. 2009’da yüzde 82,8’e çıksa da sonra gerileyip 2011’de yüzde 81,2 oldu.

Burada katma değerle ilgili şu konu dikkati çekiyor; 2011’de ortalama bir ulusal ekonominin tükettiği ürünlerin yüzde 91,2’si yerliyken aynı tüketimden elde edilen gelirin yüzde 82,8’i söz konusu ulusal ekonomide bulunanlara gelir sağladı. Yüzde 17,2’lik bölümü gelir olarak yabancı ülkelere gitti.

Ulusal ekonomilerin elde edilen yabancı katma değerden ülke ve ülke gruplarının aldıkları paylara baktığımda ABD, AB ülkeleri ve Japonya’nın gerilediğini, BRICS ülkelerinin ve diğer ülkelerin genişlediğini görüyorum. ABD, AB ülkeleri ve Japonya’nın paylarının toplamı 1995’te 64,1’ken 2011’de yüzde 49,3’e düştü. (Ülke grupları için bknz. “WIOT’un kapsamı“)

ABD’nin payı 1997’de yüzde 16,9 ile en yüksek düzeyine çıktıktan sonra gerileyerek 2008’de yüzde 10,9 kadar düştü. 2009’da yüzde 12’ye çıksa da sonra gerilemeyi sürdürüp 2011’de yüzde 11,3 oldu.

AB ülkelerine baktığımızda payı 1998’de yüzde 42,7 olarak zirve yaptıktan sonra gerileme eğilimine girdi. 2003-2004’te yüzde 1 puanlık, 2009’da binde 2 puanlık artış dışında gerileme hızla sürdü ve 2011’de AB ülkelerinin payı yüzde 32,2 oldu.

1995’te payı yüzde 10,7 olan Japonya’da 1999 ve 2000’de yukarı doğru hafif kıpırdanmalar olsa da bu payı hızla düştü ve 2011’de yüzde 5,7 oldu.

BRICS ülkeleri 1995’te 7,1 olan paylarını düzenli olarak yükseltti ve payları 2011’de yüzde 19,2 oldu.

Diğer ülkelerin toplam payı dalgalanarak yükselme gösteriyor.

1995 ve 2011 yılları arasında Türkiye’nin payı BRICS ülkeleriyle doğru, AB ülkeleriyle ters bağlantılı bir hareket sergiledi. BRICS ülkelerinin payıyla arasındaki korrelasyon 0,68 iken AB ülkelerinin payıyla arasındaki korrelasyon -0,54 oldu.

1. tablo: Seçilmiş ülke ve ülke gruplarının tüketilen yabancı katma değer içindeki yüzde payı
  ABD AB ülkeleri BRICS ülkeleri Japonya Türkiye Diğer ülkeler
1995 15,2 42,2 7,1 10,7 0,55 24,3
2000 15,5 36,8 8,4 9,3 0,63 29,5
2005 11,8 38,0 12,9 7,1 0,70 29,5
2010 11,7 32,9 18,3 6,2 0,84 30,0
 
en çok 16,9 42,7 18,3 10,7 0,91 30,0
ortalama 13,6 38,9 11,2 7,9 0,71 27,6
en az 10,9 32,9 7,1 5,6 0,55 23,3

Ulusal ekonomiler ve uluslararası ticaret
Dünya ekonomisindeki toplam ihracat, her bakımdan toplam ithalata eşit olacağından ihracat verileriyle oluşturulacak tablolar ve çözümlemeler ithalat verileriyle yapılacaklara özdeş olur.

İhraç edilen mallarda cisimleşen yerli katma değerin payı 1995 yılda yüzde 80,9’di. Hızlı bütünleşme döneminde bu yüzde 73,7’e kadar geriledi. 2009’da yüzde 76,8’e çıksa da sonra gerileyip 2011’de yüzde 75,2 oldu.

İhracattaki pay, tüketimdeki paydan yüzde 4,5 ile 6,5 arasından fazla çıkmakla birlikte; 1. ve 2. şekillerin karşılaştırılmasından anlaşılacağı üzere, ihraç edilen mallarda cisimleşen yerli katma değerin payı ile yerli katma değerin tüketilen katma değer içindeki payı benzer biçimde davranıyor. Aralarındaki korrelasyon katsayısı, 0,98’dir.

Ülke ve ülke gruplarının yabancı katma değer içindeki payı bakımından da tüketim ve ticaret birbirlerine benzer biçimde davranıyorlar. 1995-2011 döneminde aralarındaki korrelasyon, ABD için 0,96, AB ülkeleri için 0,99, BRICS ülkeleri için 1, Japonya için 0,98, Türkiye için 0,94 ve diğer ülkeler için 0,89 oldu.

2. tablo: Seçilmiş ülke ve ülke gruplarının Dünya ticaretinde cisimleşen yabancı katma değer içindeki yüzde payları
  ABD AB ülkeleri BRICS ülkeleri Japonya Türkiye Diğer ülkeler
1995 17,5 43,9 6,5 9,6 0,37 22,2
2000 19,3 37,9 7,8 8,8 0,49 25,7
2005 13,7 38,0 12,6 7,3 0,51 27,9
2010 12,5 32,1 17,7 6,1 0,76 30,9
 
Max 19,6 44,2 17,7 9,6 0,84 30,9
Average 15,7 39,6 10,7 7,5 0,55 25,7
Min 11,2 32,1 6,5 5,7 0,37 20,8

Üretimin sektörel dağılımı
İmalat sanayisinde üretilen ürünlerin değeri, Dünyada üretilen toplam ürünlerin değerinin 1995 yılında yüzde 31,3’üyken, imalat sanayisinden elde edilen gelir olarak katma değerin Dünya geliri içindeki payı yüzde 19,6’ydı. İmalat sanayinin ürünlerinin değerinde 1995 ve 2011 yılları arasında dalgalanma olurken imalat sanayisindeki katma değerin payı 2009 yılına kadar düştü ve 2009 yılında yüzde 16 oldu. Verisi bulunan sonraki iki yılda, yani 2010 ve 2011 yıllarında yükselerek yüzde 17,1 oldu.

1995 ve 2011 yılları arasında hizmet sektörlerinden elde edilen katma değerin payı, üretilen ürünlerin değerin payının üzerinde seyretti. 1995 ve 2002 yılları arasında her iki oranda arttı. Katma değerinin payı 1995’te yüzde 65,9’ken 2002 yılında yüzde 69,3 oldu. Ürün değerinin payı, 1995’te yüzde 53,3’ken 2002 yılında yüzde 57,4 oldu. Bundan sonra 2008’e kadar süren düşüşle söz konusu paylar yüzde 66,5 ve yüzde 52,6 oldu. 2009’da yüzde 68,1 ve yüzde 54,3 olarak yükselmekle birlikte 2011 yılında yüzde 65,6 ve yüzde 51,5 oldu.

İmalat sanayisinde ürün değerinin Dünya ürünü içindeki payının katma değerin Dünya geliri içindeki payından yüksek olması, diğer sektörlerin bu sektörün ürünleri içinde cisimleşmiş katma değeri bulunduğunu, diğer bir deyişle bu sektörün malları satılırken diğer sektörlere anlamlı biçimde gelir sağlandığını gösteriyor. Hizmet sektörlerinde ve madencilikteyse tersi yönde bir eğilim görülüyor.

3. tablo: Sektörlerin ürünlerinin değerinin ve katma değerinin dünya içindeki yüzde payı
  Tarım İmalat Madencilik Diğer Sanayi Hizmet
  Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D.
1995 3,8 4,2 31,3 19,6 1,8 2,1 9,6 8,2 53,5 65,9
2000 3,2 3,6 29,8 18,3 2,2 2,7 8,9 7,5 55,8 67,8
2005 3,1 3,5 28,9 17,1 3,0 3,7 9,5 7,7 55,4 68,0
2010 3,5 4,2 30,1 16,8 3,8 4,6 9,9 7,7 52,7 66,7
 
en çok 3,8 4,4 31,3 19,5 4,2 5,1 10,1 8,2 57,4 69,2
ortalama 3,4 3,8 29,6 17,6 2,6 3,2 9,4 7,7 54,7 67,4
en az 3,0 3,4 28,2 16,0 1,7 1,9 8,9 7,4 51,4 65,6

Ticaretin sektörel dağılımı
Katma değer paylarının ürün değer paylarından sapması, ticaret söz konusu olduğunda farklı bir anlam daha kazanıyor. Hizmet sektörlerinin ve inşaat ile su, elektrik, gaz sağlama sektörlerinden oluşan diğer sanayinin ürünleri ağırlıklı olarak ticarete konu olmayan ürünlerdir. Girdilerden kaynaklanan katma değer, ticarete konu olan mallarda cisimleşip ticarete konu olduğuna göre; ticarete konu olmayan mallar da dolaylı olarak ticarete konu olur.

İmalat sanayisinin ürünlerinin  1995 yılında yüzde 73 olan uluslararası ticaret içindeki payı, 2011 yılında yüzde 67,7’ye düştü. İmalat sanayisinin ürünleri uluslararası ticaretin üçte ikisinden fazlasını oluşturuyor; ancak bu pay düşüş eğilimindedir.

Hizmet sektörlerinin uluslararası ticaret içindeki payı, beşte bir kadardır. Bu pay 1995 ve 2011 yılları arasında hafif yukarı eğilim yaparak yüzde 18,3 ile yüzde 21,4 arasında dalgalandı.

İmalat sanayinde ve hizmet sektörlerinde uluslararası ticaret üzerinden elde edilen katma değere baktığımda farklı bir sonuç ortaya çıkıyor. Her ikisinin de payı beşte iki civarındadır; ama hizmetlerin payı artarken, imalat sanayinin payı düşüyor. İmalat sanayisinde ticaret üzerinden elde edilen katma değerin payı 1995 yılında 44,7’yken 2011’e kadar bir düşüş eğilimde olup 2011 yılında yüzde 37,3’e geriledi. Diğer yandan, hizmet sektörleri için bu pay, yüzde 40,8 ile yüzde 44,4 arasında dalgalandı.

İmalat sanayi ürünleri, değer olarak uluslararası ticareti yapılan ürünler arasında ağırlıklı olarak yer alırken, bu ürünlerin üretimiyle elde edilen ücret, kâr, faiz, rant ve vergilere karşılık gelecek katma değer sınırlı kaldı. Halbuki ticarete konu olmayan hizmetler, 1995 ve 2011 yılları arasında uluslararası ticaretle sağlanan katma değerden en fazla payı almaya başladı. (Ayrıca bknz. Katma değer ihracatı)

Ürünleri ticarete konu olmayan diğer sanayi ölçek bakımından küçük de olsa hizmet sektöründe görülen eğilimi daha yoğun biçimde gösteriyor.

Ticarete konu olan ve katma değeri önemli oranda ranttan oluşan madencilik sektörü, ürün ticareti içindeki payını arttırdı. 1995 yılında 4,9 olan pay, 2011 yılında 9,4’e geldi. 1995 ve 2011 yılları arasında katma değerin payı ürünün değerinin payını aştığı gibi büyümesi daha hızlı oldu. 1995 yılında yüzde 6,5’ken 2011 yılında 15,1 oldu. Yani uluslararası ticaretle elde edilen katma değerin giderek daha fazla hissedilir bir bölümü madencilik sektörüne aktı.

Tarım, ticareti yapılan ürün değeri bakımından ölçek olarak küçük olmakla birlikte imalat sanayine benzer bir davranış gösterdi. Ancak tarım sektöründe ticaret üzerinden gerçekleşen katma değer, imalat sanayinden farklı olarak, ticareti yapılan tarımsal ürünlerin değerinin 1995 yılında yüzde 33,8, 2011 yılında yüzde 46,8 üzerindeydi.

4. tablo Uluslararası ticaretin ve katma değer ticaretinin sektörel dağılımı (yüzde)
  Tarım İmalat Madencilik Diğer Sanayi Hizmet
  Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D. Ürün K.D.
1995 3,2 4,5 73,0 44,7 4,9 6,5 0,5 2,8 18,3 41,5
2000 2,3 3,3 71,1 42,3 6,3 8,8 0,5 2,5 19,7 43,1
2005 2,2 3,2 69,2 39,7 7,9 12,0 0,7 2,9 20,0 42,3
2010 2,5 3,9 68,0 37,6 8,6 13,8 0,7 2,9 20,2 41,8
 
en çok 3,2 4,5 73,0 44,7 9,9 15,3 0,8 3,0 21,4 44,4
ortalama 2,5 3,7 70,2 40,8 6,8 10,0 0,6 2,8 19,9 42,7
en az 2,1 3,2 67,2 36,8 3,9 5,4 0,5 2,5 18,3 40,8

Tüketimin sektörel durumu
Tüketimin çözümlemesinden üretim ve ticaretinkilere benzer sonuçlar çıkıyor.

Dünyada tüketilen ürün değerinin sektörel dağılımı ve dünyada tüketilen ürünlerde cisimleşen katma değerin sektörel dağılımını karşılaştırdığımda tarım, madencilik ve hizmet sektörleri için katma değerin payının, imalat ve diğer sanayi için ürün değerinin payının daha fazla olduğu görüyorum.

Katma değer payının ürün değeri payına oranı tarım sektöründe yüksek çıkıyor. Oran 2015’te yüzde 145,5’tir. Bu oran 1995 ve 2011 yılları arasında önce azalıp sonra artarak yüzde 139,3 –  yüzde 145,5 aralığında bir U eğrisi çiziyor.

Tarım ürünlerinin tüketiminden kaynaklanan katma değerin o ürünlerin değerinin üzerinde olması, diğer sektörlerdeki üretimde girdi olarak kullanılan tarımsal ürünlerden elde edilen katma değerin tarımdaki tarım dışı girdilerden elde edilenden fazla olduğunu gösteriyor. Bu fazlalık, 1995 ve 2011 yılları arasında tarımsal ürünlerin değerinin yüzde 40-45’i kadardır.

Madencilik için söz konusu oran, 1995 ve 2011 yılları arasında yüzde 561,3 ile yüzde 953,4 arasında dalgalanıyor. Madencilik ürünlerinin girdi olarak kullanılmasının ve girdi dışında tüketiminin pek olmamasının bu durumu yeterince açıklayacağını düşünüyorum.

Oran, hizmetler için yüzde 100’ün biraz üzerinde olup dönem boyunca yavaşça azalıyor.

İmalat sanayinin ve diğer sanayinin ürünlerinin girdi olarak kullanılmaktan çok tüketime yönelik olduğunu ima eder biçimde söz konusu oran, bu sektörlerde yüzde 100’ün altında çıkıyor. Bu sektörlerdeki oran için, dönem boyunca düşüş eğilimi baskın geliyor. Özellikle diğer sanayi için 1995 yılında yüzde 61,5 olan oran, hissedilir biçimde düşüp 2011 de yüzde 53 oluyor.

5. tablo tüketimden kaynaklanan katma değerin tüketilen ürünün değerine oranı (yüzde)
  Tarım İmalat Madencilik Diğer sanayi Hizmet
1995 145,5 81,4 561,3 61,5 106,9
2000 139,7 79,6 770,9 60,3 106,0
2005 141,9 78,3 701,8 58,5 105,0
2010 145,3 77,9 817,5 54,7 104,8
 
Max 145,5 81,4 953,4 61,5 106,9
Average 142,5 79,0 685,3 58,7 105,7
Min 139,3 75,7 561,3 53,0 104,8

Ticarette katma değere dayalı çözümlemenin sonuçlara etkisi
Uluslararası ticaret üzerinden imalat sanayinde elde edilen katma değer, ticareti yapılan ürünlerin değerinin neredeyse yarısı kadar ve bu oran azalma eğiliminde. 1995’te yüzde 56,8’ken -2008 yılında yüzde 50,8’e düşüp 2010 yılında yüzde 51,5’e çıktıktan sonra- 2011 yıllında yüzde 51,1 oldu.

Diğer sanayilerde katma değer payının ticareti yapılan ürün değeri payına oranı hep yüzde 100’ün üzerinde kaldı. 1995 ve 2011 yılları arasında katma değer oranı ürün değer oranının tarım için 2 katı, hizmet için 3 küsur katı, diğer sanayi için yaklaşık 5 katı, madencilik içinse 7 buçuk ila 51 katı oldu.

Kısacası, imalat sanayi  ürünleri, uluslararası ticarette diğer sektörlerin katma değerinin taşıyıcılığını yapıyor.

5. tablo ithalattan kaynaklanan katma değerin tüketilen ürünün değerine oranı (yüzde)
  Tarım İmalat Madencilik Diğer Sanayi Hizmet
1995 182,6 56,8 770,7 539,1 356,0
2000 187,6 55,4 1366,1 493,5 349,1
2005 190,2 53,0 1483,2 501,2 331,3
2010 200,1 51,5 3840,3 460,8 317,6
 
Max 210,5 56,8 5108,0 603,7 357,2
Average 191,6 53,9 1666,2 514,1 339,8
Min 180,4 50,8 750,9 438,7 312,9

 Kıssadan hisse
ABD, AB ülkeleri ve Japonya’nın Dünya ekonomisi ve uluslararası ticaret içindeki ağırlığı azalırken BRICS ülkeleri ve diğer ülkelerin ağırlığı artıyor.

Ticarette ürün değerlerine bakıldığında görülmeyen bir olgu, ticarete konu olmayan malların ticareti yapılan mallarda cisimleşen katma değerler üzerinden uluslararası ticarette önemli bir etki yaptığıdır.

Hizmet sektörlerinin uluslararası ticaretteki payı, ürün ticaretinde ağırlığı olan imalat sanayisini katma değer bakımından geçmiş bulunuyor.

Bir yanıt yazın