Dolar cinsinden GSYH, ulusal ekonomik etkinlik hacminin küresel koşullarla uyumunu da hesaba katar. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de ekonomi, 2014 yılından bu yana daralıyor. Hızlı nüfus artışı da göz önünde bulundurulduğunda kişi başına rakamlarda durum daha da çarpıcıdır.
“Siyasi İstikrarsızlık” yazısını okumaya devam etKategori: haberboyu.com
21. Yüzyılda Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebeveynlerinin verdiği ad yalnızca Mustafa’dır. Diğer üçünü, hak ederek yaşamı içinde kazanmıştır. Bunları, öyle kendi kendiyle böbürlenme olarak dayatmamıştır, yaptıklarına karşılık geldiğinden ona uygun bulunmuştur. Paşa, Atamızdır. Hiç bir değerlendirme bu gerçeği bırakın silmeyi, gölgeleyemez.
Cumhuriyet
Nazım Hikmet, faşist İtalya’dan mektup yazan birinin dilinden şöyle diyor:
Enflasyonist Türkiye Ekonomisi
Ekonomiye yeni mali kaynak girdiğinde ya ek mal ve hizmet alınır ki bu büyümedir ya da önceden alınan mal ve hizmetlere daha fazla ödeme yapılır ki bu enflasyondur. Enflasyon, büyümeye gitmemiş, israf edilmiş mali kaynaktır. Mali kaynak yabancı para cinsindense fiyat artışları, ithalat ile baskılanır, enflasyona gidecek olan bölümün bir parçası ek ithalata gider. Türkiye’nin ne dışarıdan mali kaynak bulma ne de içeride mali kaynak oluşturma sorunu vardır. Sorun, bu kaynakların büyümeye değil ya enflasyona ya ithalata gitmesidir.
“Enflasyonist Türkiye Ekonomisi” yazısını okumaya devam etSeçim ve ekonomik kriz
Ekonominin çok konuşulacağı bir döneme girdik. Alım gücümüz hissedilir biçimde düşüyor. “Ayın sonunu getirme” kaygısı duyuluyor ya da kredi kartında borç birikiyor. Varlıklarımızın değerleri düşüyor. Yabancı mallar ve girdiler pahalılaştığından, teknolojiye ve dünyaya uzaklaşıyoruz. Olumsuz ekonomik değişimi üzerimizde hissediyoruz. Daha önce sıkıntıya düştüğümüzde çözüm olan ne varsa ham hayale dönüşüyor. Artık bol bol ekonomiyi konuşacağız ama ekonomiyi inceleyen bilim olarak iktisadı hem düzgün biçimde kullanmayacağız hem de pek konuşmayacağız. İktisat denizinden bir iki damlacıkla da olsa biraz iktisattan bahsedeyim.
“Seçim ve ekonomik kriz” yazısını okumaya devam etEkonomi çökerken
Türkiye, bir ekonomik sürecin içinden geçiyor. “Kriz” dendiğinde hani bir düzen varmış, sarsıntıya uğramış da sıkıntılı bir dönemin ardından yeniden dengelenecekmiş izlenimi oluşuyor. Halbuki Türkiye ekonomisinin durumu öyle değil. “Kriz” yerine “alt üst oluş” demek daha doğru olur.
“Ekonomi çökerken” yazısını okumaya devam etNe oldu şimdi
Cumartesi günü, Muharrem İnce’nin Maltepe Mitingine gittim. Bir daha yarım milyonun üzerinde insanı bir arada ne zaman göreceğim, aralarına ne zaman karışacağım? İnsan ayrılırken, uzağa giderken helallik ister; Muharrem İnce helallik istedi. Ülkemin Kaçan Gönenci‘nde gösteri siyaset dediğimiz siyasete ancak bu kadar katılabildik. Gerisi ayarlandı.
“Ne oldu şimdi” yazısını okumaya devam et1 Mayıs 2018
1 Mayıs 2018 günüm zamanda bir yolculukla geçti. Çocukluğuma gittim. Oradan gençliğime. Zaman, göz açıp kapayıncaya kadar akıp geçti. Fark etmeden bugüne gelmişim de geçmişim bile geleceğe.
“1 Mayıs 2018” yazısını okumaya devam etAhlak dönerken
Bir dönemde yaptıklarımın o dönem içinde ya da sonunda sonuçları vardır. Bu sonuçlara göre yaptıklarımı değerlendirirsem kısa dönemli düşünmüş olurum. Kısa dönemde koşullar verilidir, yaptıklarım bu verili koşullara göre sonuç verir.
“Ahlak dönerken” yazısını okumaya devam etTiyatro
Uzun zamandır gitmemiştim. Geçtiğimiz Pazar akşamı maaile tiyatroya gittik. Öyle olağanüstü bir şey değildi. Uyduruk bir şey de değildi. Tiyatro gibi tiyatroydu.
“Tiyatro” yazısını okumaya devam et