1970’te altı, 1976’da on iki, 1977’de on üç yaşındaydım.
“1 Mayıs’sız bir dünya dileği” yazısını okumaya devam etKategori: haberboyu.com
Türkiye’nin zaafiyeti ve sosyalizm
Diktatörlüğün savunulduğu temel görüş, demokrasinin savunulduğu görüşler gibi insanların refah içinde yaşayacağı bir topluluk fikrine dayanır.
“Türkiye’nin zaafiyeti ve sosyalizm” yazısını okumaya devam etGüzel günler görelim mi çocuklar
İyi mi kötü mü bilemeyeceğim ama bir bakıma bencilce diyebileceğin umut kaynaklarım var. Friedrich Engels, örneğin, disiplinli çalışma konusunda umut olmuştur bana. Yaşlanmaya teslim olmayıp hep disiplinli çalışmıştır. Ya da katkı konusunda Georg Lukacs, seksen küsur yaşında öldüğünde estetik üzerine çalışmalarını ve katkılarını sürdürüyordu. Vladimir Horowitz, seksen altı yaşında öldüğünde ben daha yeni New York’a gitmiştim; varlığından çok sonraları haberim oldu. Son yıllarında piyanosuyla çaldığı müziği hala keyifle dinlerim. Bencillik bu ya bunlara bakıp hep disiplinli çalışabileceğim, hep katkı yapar durumda kalacağım ve hünerlerimi hep koruyacağım konularında umutlanıyorum.
“Güzel günler görelim mi çocuklar” yazısını okumaya devam etÇürür mü sol yanım hey
Zarardan Kâr
Bir ekonomi baharı yaşanıyor Türkiye’de sanki. Gören de Türkiye ekonomisi havalanmış uçuyor sanacak. Ekonomi yönetimi, işverenler, profesyoneller, finans medyası; kafalarını çevirmiş, varolmayan bir uçağa sanki varmış gibi bakıyorlar. Görüldüğü kadarıyla hala “Çıplak Kral”ın masalındaki gibi milletin “bunların bir bildikleri var” diye havalara bakıp havalara girmesini tasarlıyorlar. Türkiye’deki insanda ise mecal kalmadı. Soruveriyor, kafasını yukarı çevirip bakanlara: “Anladık, hadi benden geçtik, iyi de siz niye o uçakta değilsiniz, durmuş buradan bakıyorsunuz geleceklere?”
“Zarardan Kâr” yazısını okumaya devam etYattı sal yan gider
Değerin emek kuramı, bir malın değerinin üretiminde doğrudan harcanan emek miktarıyla kullanılan üretim araçlarının tükenen bölümünü yeniden üretmek için gerekli emek miktarının toplamına eşit olduğudur. Marx, doğrudan harcanan emek miktarının da çalışanların ücret olarak aldıklarının değeri ve artıkdeğer olmak üzere ikiye ayrıldığını göstermiştir. Tecrübe de, artıkdeğerin paylaşımı için verilen savaşımın fiyatların değerin emek kuramına dayalı oluşan değerlerden saptığını, yani fiyatları anlamak için değerin emek kuramının yeterli olmadığını göstermiştir. Yetersiz olmasına karşın değerin emek kuramı, ekonomik gelişmeleri anlamak için kullanılabilecek en dayanıklı zihni araçtır.
“Yattı sal yan gider” yazısını okumaya devam etDarbe zaferini Nevruz’da ilan ediyor
Cumhuriyet döneminin yegâne darbesi 12 Eylül 1980’de yapıldı. Darbe demokrasiyi, bağımsızlığı ve birliği bozmayı amaçlıyordu. 1 Mayıs 2010’da Taksim’deki başarısız girişimden sonra 2013’te yapılan Nevruz etkinlikleriyle zaferini ilan ediyor.
“Darbe zaferini Nevruz’da ilan ediyor” yazısını okumaya devam et“Kış kış” bitti, şimdi marş zamanı
Nerede o eski economie politique
Fiyat endeksleri sana ne gösteriyor? İş değiştirirken nasıl sorunlarla karşılaşılıyor? Ekonomik mucizeler var mıdır? Bunları ve benzeri iktisadi soruları politikekonomi.net sitesindeki yazılarımda yanıtlayacağım.
“Nerede o eski economie politique” yazısını okumaya devam etBir arabesk sosyalistlik halidir
Bir hafta önce, 18 Şubat’ta dört milletvekili, AK Parti ile birlikte yürüttükleri, yabancı ve yerli sermaye gruplarınca arzulanan bir siyasal programın propagandasına Karadeniz Bölgesi’nde katkı sunmak için Sinop’a toplantılar yapmaya gitti. Ertesi gün aynı amaçla Samsun’a gittiler ve daha sonra Trabzon’a gitmeyi planlıyorlardı.
“Bir arabesk sosyalistlik halidir” yazısını okumaya devam et