Kürtler ve sosyalizm

Avrupa’nın kuzeyine doğru yaşama koşulları zorlaşır. Sanayi Devrimine kadar, yaşamını sürdürmek çetin bir mücadele gerektiriyordu. Nesillerdir orada yetişmiş olanlar dışında oraya gelenlerin orada kalmak için pek nedenleri yoktur; aksine oradan bir an önce uzaklaşmak için güçlü güdüleri vardır. Bu koşullarda, Avrupa’nın kuzeyinde yaşayan germenik kökenli insanlar ırk olarak oldukça saf kalmışlardır.

“Kürtler ve sosyalizm” yazısını okumaya devam et

Başın göğe mi erdi

3. Selim’in döneminden bu yana tüm dünya tam bir kaos içindedir. Sermayecilik övülse de nüfusta, sağlıkta, teknolojide yaşanan başsız, anarşik büyümeye bu kaosta denetim dışına çıkan insani ve kültürel öğeler olanak verdi. Bu denetim dışı büyümenin denetim altına alınmaya çalışılmasının bir türü olarak sermayecilik, ilaveten, büyümenin daha paldır küldür olmasına ve insanlar, doğa ve topluluk üzerinde daha yıkıcı etkileri olmasına neden oldu.

“Başın göğe mi erdi” yazısını okumaya devam et

Bir yanda utanma, diğerinde akıl kalmamış

Daha önce de anayasa ve yasalara açıkça aykırı olduğu halde İstanbul’da 1 Mayıs engellendi; bu ilk değil. Yönetim, “Na burda gösteri yapacaksın; kimse duymayacak” diye yer gösterdi diye 1 Mayıs serbest olmaz, izne ve emre tabi olur. 1 Mayıs’ta çalışanlar Taksim’de eylem yapmayı talep etmişse yönetimin yegane görevi güvenliklerini sağlamaktır. Bu görevini yapamayacağını düşünmüyorum ama yaptığı, sanki yetersizmiş gibi davranıp kendi yetersizliğini çalışanlara külfet olarak yüklüyor. İktidardaki partinin siyasal amaçları doğrultusunda görevini kötüye kullanıyor ve bu suçtur.

“Bir yanda utanma, diğerinde akıl kalmamış” yazısını okumaya devam et