Tüm vehimleri aşıp gür sesle hep birlikte söylenen bir özgürlük türküsü olarak yayılan direniş, hepimizin duygularını bir bir saklandıkları yerlerden çıkarttı ortaya. Bana da esinler verdi.
Şahsen önerilerimden biri Birinci Köprü’nün yayalaştırılması. Nasıl mı? Önerim şöyle;
Köprü’nün iki yanına raylı ulaşım düzenleri kurulsun. Artık, tren mi dersiniz, tramvay mı dersiniz, metro mu dersiniz; benim için bir önemi yok. Manzarayı örtmesin yeter.
İki taraftada raylı düzene hemen bitişik bisiklet yolları da olmalı.
Köprünün üzerinde oraya buraya tabure, iskemle, sehpa, masa öbekleri (basit ve ahşap olurlarsa daha iyi) konabilir. Buralarda sabahları insanlar çay kahve içerler; akşamları balık yerler.
Tabii ki banklar, bu düzenlemenin olmazsa olmazı.
Gönül ister ki sokak/istasyon çalgıcılarından başkası olmasın.
Ressam grupları da açık havada çit ya da duvarla çevrilmemiş atelyeleri kurarlarsa; bir de arada bir mim felan gösterisi olursa değmeyin keyfime.
* * *
Giden ve gelenler belli oldu.
* * *
Direniş ağır konularda düşünme cesaretimi de artırdı.
AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığındaki, hükümetteki, parlementodaki, belediye başkanlıklarındaki ve belediye meclislerindeki ve genel olarak bir siyasi parti olarak varlığının anayasa ve yasalara uygun olmayan defakto durumlar olduğunu haklı gerekçelerle ileri sürenler “Silivri”ye gönderildi.
Yasalara aykırı defakto durumlar ulusun gözünde meşru ise göze batmaz, öylece gelip geçer. Ancak AK Parti ile ilgili defakto durum ta en başından beri ulusun önemli bir bölümü tarafından meşru görülmedi; üstelik meşru görmeyenler zaman içinde elenip azalacağına arttı. Nihayetinde bu gayrimeşruluk görüşü, ulusal görüş olarak nitelenebilecek denli baskın hale geldi.
Ulusal görüş, bir durumun gayrimeşru olduğu yönünde olsa bile buna karşı direniş olmadığında fiilen hissedilmez. Taksim Gezi Parkı’na gerek ulusun gerek uluslararası topluluğun meşru görmediği dolayısıyla saldırı olarak nitelenebilecek polis müdahalesiyle birlikte gayrimeşru defakto duruma hem ulusal hem de uluslararası direniş başladı.
Artık Ak Parti’nin varlıklarının meşruiyeti fiilen yoktur. Fiilen ortaya çıkmış gayrimeşruluğun inkarında, “sandık” savıyla ısrar etmek, “sandık”ın meşruiyetini önce sorgulanır hale getirir; sürmesi halinde “sandık”ın meşruiyetini fiilen ortadan kaldırır.
İngilizce iktisat yazınında, dinamik ile ilgili “yumuşak geçiş koşulu” diye Türkçeleştirebileceğim “smooth pasting condition” denilen bir koşuldan söz edilir. Yumuşak geçiş koşulunu çözümleyen kuramlarda bir değişken sürekli artma yönünde dinamiğe sahiptir. Ancak henüz ulaşılmamış bir üst sınır, aşılamayacak bir bant vardır. Bantın varlığı anlaşıldıktan sonra düz yükseliş halindeki değişkenin dinamik hareket patikası banta teğet olacak biçimde eğimli hale gelir. Bu patika izlendiğinde banta sert bir çarpma olmaz; değişkenin hareketi banta yaklaştıkça yavaşlar ve nihayetinde banta teğet geçip yeniden bantın içine yönelir.
Yanlış bir gelecek tasarımıyla kurgulanıp uygunsuz olduğundan uygulanamayıp dayatılmak zorunda kalan projeden hemen vazgeçilmelidir. Yanlış hesaptan Türkiye’ye Bağdat’a dönmeden dönmelidir. Ulus aşılamayacak bantlarını göstermiştir. Kimsenin, yumuşak geçiş koşulunu da ulusun sağlamasını beklemeye hakkı yoktur; zaten olmaz böyle bir şey. Yumuşak geçiş koşulunu bu garebete neden olanlar, hızla bulup sağlamalıdır.