Gösteri siyasetindeki siyasi aktörleri ya da oyunları eleştirmek gibi bir amacım hiç olmadı. Bu yazıda da yok. Eleştirdiğim bu siyaset gösterilerine kendini kaptırıp kızan, heyecanlanan, kendince senaryoyu değiştirmeye kalkanların ruh hali.
“Niye gülmeyelim” yazısını okumaya devam etDarbe girişimi süsü verilmiş
Yok aslında birbirimizden farkımız. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız.
“Darbe girişimi süsü verilmiş” yazısını okumaya devam etCami, üniversite, laik devlet üzerine
Din diye diye tecavüz
Geçen yıl Anadolu Yakasında bir AVM’de “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni izledim. Genco Erkal, her zamanki gibi harikaydı. Salon, tıklım tıklımdı. Fakat bir burukluk hissettim, ayrılırken.
“Din diye diye tecavüz” yazısını okumaya devam etKamu, özel, devlet
Kamu (amme, umum, İng. public, Alm. die Öffentlichkeit; lat. publicum) açıklıktır. Açıklık, genellik, gizsizlik olarak kamunun nasıl olur da bir davranışı olur? Bu sorunun yanıtı, toplumsal ve davranışsal bilimlerin “topluluk davranışından bir olgu olarak söz edebiliriz” biçimindeki temelidir. Kamu fikrinin kaynağı, onu oluşturan insanların aralarındaki açık, genel ve gizsiz ilişkilerle oluşan ve gözlemlenen toplu davranıştır; kamu, bilimsel çözümleme ve çıkarımlara böyle konu olur.
“Kamu, özel, devlet” yazısını okumaya devam etHer gün yeni başlar
Merhaba
Aradan yüzyıl geçti. Filmleri çekiliyor bir bir. Canlı tanığı kalmadı. Yaşadıkları yerler değişti, tanınmaz hale geldi. Gazete küpürleri, yazılmış ve edit edilmiş anılar, romanlar, çoğu poz verilerek çekilmiş fotograflar var. Bunların gerçekleşmiş olanla bağlantısı, yazanların, çekenlerin, okuyanların, bakanların tahayyülüyle bağlantısından zayıf kalıyor, muğlaklaşıyor. 1960’larda Arabistan Lavrınsı’nın (Lawrence of Arabia) ve 2015’te Çöl Kraliçesi’nin (Queen of the Desert) filmleri çekildi. Kahire, Şam, Bağdat ve Arabistan’da 20. yüzyılın başında, Müslümanların arasına nasıl fitne tohumu ekildiği söylenmiyor filmlerde tabii ki.
“Merhaba” yazısını okumaya devam et“Hırsız, Katil”
Başlıktaki ifade bir sloganın parçasıdır. Sloganda bir de üç hecelik bir soyad var. Önce ilk iki sözcüğün ilk heceleri uzatılarak söylenip kısa bir ara veriliyor, sözcüklerin arasına da kısa birer ara konuyor ve son üç hece hızla vurgusuz söyleniyor. Sonra yedi hece birden ara verilmeden söyleniyor. Şiirsel olarak yedilik hece ölçüsü ve yinelemenin kullanımı çok eskilere uzanır, etkileyicidir.
““Hırsız, Katil”” yazısını okumaya devam etKırılan tarih
Sabah saat yedi. Ben diyeyim 100, sen de 1000 kuş, birlikte bir alçalıp bir yükselip daireler çizerek uçuyor. Bazen bir girdap mı desem, siklon mu desem, silindirik akış oluşturuyorlar, bazen düzgün daireler oluşturuyorlar, bazen düz uçuyorlar. Harikulade görüntüler çıkıyor ortaya. Güzel buluyorum. İçim ferahlıyor. Kuşların bu uyum dolu ve huzur veren işte bu birlikte hareketinden bir korku filmi çıkarmayı “başardı” Hitchcock.
“Kırılan tarih” yazısını okumaya devam etOy kaydırma şamatası
2015’te ülke çapında, seçim olduğu konusunda hiç bir inandırıcılığı olmayan iki faaliyet yürütüldü. Biz bunlara ironik biçimde 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri diyoruz.
“Oy kaydırma şamatası” yazısını okumaya devam et