Çıplak kralın asıl öyküsü çılgınlık mı?

Biri “Kral çıplak!” diye bağırıyordu. Lisede Almancasını okumuştuk. O hikayeden aklımda yer etmiş olan, bağıran için Almanca «der Narr» sözcüğünün kullanılmasıydı. «das Narrenhaus» tımarhaneydi. Tımar atı rahatlatır, sakinleştirir. Halbuki «das Narrenhaus» envai çeşit çılgın davranışın bir diğerini kamçılayıp harekete geçirdiği, gürültülü patırtılı, kaotik bir yerdi imgelemimde. Bu “Narr”ların evi tımarhaneydi, ama kendilerininse kralın soytarısı olduğuna emindim. Sözlüklere baktım Türkçe karşılığı çoktu: Avanak, budala, deli, kaçık, keriz, soytarı, enayi, maskara… Sonra sonra bu öykünün bir çok versiyonunu okudum, dinledim. «Der Narr» gitmişti, bağıran bir çocuktu çoğunlukla.

“Çıplak kralın asıl öyküsü çılgınlık mı?” yazısını okumaya devam et

Yürütme ve yasama organları nasıl çatışmaz?

Joseph Nye, EiST‘de Türkçe çevirisi yayınlanan konuşmasında (“Gücün Geleceği“) şu görüşü sunuyor: “Demokrasilerin çoğu kez gücün dönüştürülmesinden başka gücün yerel olarak yayılması bakımından da sorunları olur. Yasama var, yürütme organı var. Bunlar bazen birbirlerine müdahale edebilirler; bazen birbirlerini zorlayabilirler; bazen rekabet edebilirler. Otokrasilerin çoğu kez böyle sorunları yok.”

“Yürütme ve yasama organları nasıl çatışmaz?” yazısını okumaya devam et

Seçimden Seçime Kurlar

Son beş yıllık hareketine bakıldığında karaktersiz hareket eden kur hadleri dalgalanma denemeyecek biçimde bazen sıçramalarla yükseliyor, bazen düzenli bir düşme eğimine giriyor, bazen de bir yukarıya bir aşağıya çılgın bir yön arayışına çıkıyor. Seçim dönemine girildiğindeyse, her seçimde yinelenen hareketiyle belli bir karaktere bürünüyor; seçimlerden önce yüksek bir düzeye çıkıp seçimlerin yapıldığı son haftaları düşme eğilimindeymiş hissi vererek geçiriyor..

“Seçimden Seçime Kurlar” yazısını okumaya devam et

Çin sınai gücünü askeri kuvvete çevirebilir mi?

Amerikan imalat sanayisinin, 20. yüzyıl başlarken Dünyanın daha önceki atölyesi olan Britanya’yı geçtikten sonra ciddi bir rakibi yoktu. A.B.D., II. Dünya Savaşındaki zaferini ve izleyen hegamonyasını imalat bazına borçluydu. Ama bugün birçok araştırma kurumları, Çin’in adım adım Dünyanın bir numaralı sanayi kuvveti olarak A.B.D.’nin yerine geçtiği sonucuna varıyor. Soru bu değişimin askeri dengeye etkisinin ne olacağıdır. A.B.D. daha önceki bir numaralı güç Biritanya’nın modelini izleyip sinai üstünlüğüyle birlikte askeri üstünlüğünü de mi yitirecek? Çin, A.B.D. örneğini izleyip askeri kuvvetini sınai gücüne uyacak biçimde takviye edebilecek mi?

“Çin sınai gücünü askeri kuvvete çevirebilir mi?” yazısını okumaya devam et