Yasal değişikliklerde dönemler arası tutarlılık gözetilmezse, hukuk bakımından zaman kırılması oluşur.
İki hukuk arasındaki ara dönemden bakıldığında zaman kırılmasının öncesinde eski hukuk hüküm sürmüştür ve yeni hukukun oluşacağı beklenir. Ara dönemdeki temel sorun eski hukuka göre suç işleyenlerin bazıları, yeni hukuka göre masum olacaktır; eski hukuka göre masum olanlardan bazılarıysa yeni hukuka göre suçlu olacaktır. Bu kaotik durumun kaotikliği, yeni hukukun ne olduğu tam olarak belirmemişse daha da fazla olur.
Yeni hukuk genellikle savaş ya da devrim sonucu oluşur. Ne kadar yeni olursa olsun, eskisini büyük ölçüde içinde taşır. Buna karşın dönemler arası tutarsızlığın yol açtığı sorunlar nesiller boyunca sürer gider.
Hukuk değişiminin dönemler arası tutarlı olması için yeni hukukun eski hukuktan doğması uygundur. Suç yalnızca suçluyla ilgili değildir; bir yandan mağdurlar, diğer yandan o fiil suç diye yapmayıp zımni olarak mağdur durumuna düşmüş olanlarla da ilgilidir. Kendi başına tek bir suç bile son çözümlemede herkesi ilgilendirir. Tutarlılık için eski hukuk yürürlükte olduğu dönemde bu hukuka göre suç işleyenlerin işledikleri suçların, ara dönemde ve yeni hukukun etkin olduğu dönemlerde yanlarına kâr kalmaması ve kazanılmış hakların muhafaza edilmesi gerekir. Ancak bu durum, neredeyse her konuda çelişmelere yol açar.
Yeni hukuk, eski hukuk hüküm sürerken eski hukuka göre suç olan fiillerle değiştirilirse, sorun bu değişim sürecinin yaşandığı ara dönemle sınırlı kalmaz. Ele geçirilen yetkiler kötüye kullanılarak gerçekleştirilen de facto durumlarla, yasal dayatmalarla, eski hukuka göre hak sahiplerinin hakları çiğnenerek kurulacak yeni hukuk bir türlü meşruiyet kazanamaz ve kaos ara dönemin sonlanacağı tahmin edilen vaktin ardına taşar; ara dönem kronikleşir. Ara dönemde hukuksuzluğun fiili yaptırımının olmamasından istifade ederek kaos ağır baskılarla istikrar olarak gösterilebilir. Ara dönemin kronikleşmesi, bu baskıların açıkça zorbalık olarak görülmesine neden olacağından, yeni hukukun işlerlik kazanacağı zaman, bu seferde buna karşı yeni hukuka göre hukuk dışı olan eylemlerle mücadelenin gayri meşru olduğunun ileri sürülmesi mümkün olmaz.
Çoğu suçlu olan ve amacı daha iyi bir toplumun oluşmasını sağlamaktansa kendi suçluluk durumlarını ortadan kaldırmak olan bir kadroyla yapılacak hukuk değişiminin bu değişimden beklenen sonuçları vereceğini düşünmüyorum.