Siyasetten içtenliğe Bayram

Bayram sabahı, sıcak bir Temmuz sabahı.

Bayram namazı göreli olarak tenhaydı. İnsanlar İstanbul’dan gitmişler; ya memlekete ya da Güney’e.

Bense tekkeyi bekler gibi aklımda anıları yine istanbul’dayım.

Avrupa yakasından Asya yakasına geçiyorum.

* * *

Bayramda iş yapanlara şaşardım çocukken. Sonra sonra işler değişti. Gazeteler çıkar oldu Bayram’dan daha önemli haberler varmış gibi.

* * *

“Bir görüşün var, diyelim” diye düşünüyorum “ama dile getirdiğinde tepki görüyor”. Etki eder o başka; gördüğü -sözün kendisi bizzat etkiymiş gibi- tepkidir. Tepki görmesin diye içtenliği bırakıp hoş karşılanacak bir şeyler söylüyorsun. Buna “siyaseten doğru konuşmak” deniyor.

Önceleri de vardı tabii ki ama bu kadar belirgin değildi; 2002’den beri içtenliğin yerini giderek artan oranda “siyaseten doğru”luklar alıyor. Hatta o kadar derinleşti ki bu durum, içtenlikle değil siyaseten bayramlaşılıyor aile içinde bile.

* * *

Her geçen gün siyaseten doğru bir ifadeyle “gelişiyoruz”; içtenlikle söylersek “durum daha mide bulandırıcı oluyor.”

Sözler, görüşler işgal ediliyor.

Neoliberallere içtenlikle kısaca liboş diyorum. “Hepimiz bu toplulukta var oluyoruz; topluluğa bir şey olursa hepimiz etkileniriz” biçimindeki sosyalist görüşe bire bir karşılık gelen “hepimiz aynı gemideyiz” sözünü liboşlar işgal etmiş, anlamının tam tersi biçimde kullanıyorlar. Politik olarak doğru olmayacağı için “ne güzel dedin” diyemiyor liboşa, liboştan farklı düşünen kimse; “bir de dediğinle uyumlu davransan” diye ekleme şansını yitirerek.

Çokça politik olarak doğru ifadeyle karşılaşınca, içtenlikle söyleşmen olanaksızlaşıyor bir süre sonra. Herkes doğru bildiğinden farklı, koşula göre hoş bir şey söylüyor; ciddiye alman akıllıca olamıyor artık. Anlaşmak için değil idareten konuşuyorken buluyorsun kendini hoşluk olsun diye.

“Siyaseten doğru” diye diye olanaksızlaşan farkına varmadan bizzat siyaset yapmak oluyor.

* * *

Bir görüşün ifadesine engel teşkil edecek tepkimedir asıl sorun. Nihai çözüm de bu engelin kaldırılmasıdır. Yolunu bulmalıyız. Nihai çözüme kadarsa içtenliği -hem kendi içtenliğini hem de başkasının içtenliğini- koruyup “ne güzel dedin” fırsatlarını tepmemek kalıyor sana en iyi yol olarak.

* * *

Siyaseten doğruluk kaygısı taşımayan Haberboyu’nca her bayram olduğu gibi bu bayramda, Bayram’dan daha önemli haber yok.

İyi bayramlar.,

Bir yanıt yazın