Tüm yazılarımı bir araya topladığım drosmansari.website‘yi niye mi kurdum?
“En küçük boyutlarına çekilirken” yazısını okumaya devam etÇıkar
Ortak çıkar herkes için daha iyiyken özel çıkar doğrultusunda güdülenme baskın gelir.
“Çıkar” yazısını okumaya devam etEnflasyonun altı üstü
Enflasyonun temelinin iktisadi açıklaması vardır; bunun üstü ise manipülasyondur. Maalesef gözlemlediğimiz enflasyon ikisinin toplamıdır.
“Enflasyonun altı üstü” yazısını okumaya devam et“Ortaçağ” teriminin karanlığında
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
Ortaçağ, dünyanın geri kalanını önemsiz ayrıntılar haline getirecek biçimde küçük bir parçası olduğu Dünyanın bütünüymüş gibi feodal Avrupa -ki zaten coğrafi olarak bir kıta değil, Asya’nın uzantısıdır- için kullanılır; bu ise terimin kelime anlamına terstir.
““Ortaçağ” teriminin karanlığında” yazısını okumaya devam etKentsellik Modern Çağda mı ortaya çıktı
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
Hatırlıyorum da Türkiye ile ilgili aşmakta en çok güçlük çektiğim konu, geride tarıma dayalı, kırsal, dinsel yetkililere tabi işleyen bir toplum olduğu, Türkiye’nin bu durumdan çıkıp imalata dayalı, kentsel, bilim ve sanatıyla seküler düşünüş ve iletişimin hakim olduğu bir topluma doğru gelişmekte olduğu yanılsamasıdır. İşin aslı öyle değil; Türkiye, çağdaş dünyanın bir bileşeni olmaktansa -“şimdiye kadar ne olduysa oldu, zararın neresinden dönülürse kârdır” anlayışıyla- dünya çapında ticaretiyle, imalatıyla, tarımıyla, bilimiyle, sanatıyla, dinleriyle Dünya yakında eski haline dönecek hayaliyle fiilen geri dönmemek üzere geçmişte kalmış olan hayali bir geleceğe hazırlanır.
“Kentsellik Modern Çağda mı ortaya çıktı” yazısını okumaya devam etDoktor
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
Kıvılcımlı, Avrupa Merkezci Tarih Anlayışından ödün vermeden Avrupa Merkezci düşünmeyi aşmaya çalışır. Doğası gereği çelişik olan bu çok verimli çalışma, kendisini eleştirel düşünmeye konu edecek akademik ortamın yokluğunda yeterince de değil, hemen hemen hiç değerlendirilememiştir.
“Doktor” yazısını okumaya devam etSınıf mücadelesi ile tarih
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
Sınıf, o sınıftaki bireylerin toplamı değildir, diğer sınıftaki insanların davranışı farklı olduğunda kendisi de farklı olur. Aynı sınıf, doğal ve insani (genetik, psikolojik) koşullar aynı bile olsa farklı tarihle oluşan farklı toplumsal koşullarda farklı olur.
“Sınıf mücadelesi ile tarih” yazısını okumaya devam etOrdu’dan Yol’cu
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
Sinan Tuncay’ı hatırlarken bir de bakmışım ki
Bir örgüt yenildiğinde ya da başarısız olduğunda, kendisinde bir hata olduğu ya da üyelerinin bir şeyleri yanlış yaptığı düşünülür. Kesin doğru gibi gözüken bu fikri, en azından Türkiye’deki sosyalist örgütler için gözden geçirmek gerekir.
Burjuva devrimini yapamayıp bir türlü modern sermayeci burjuva toplumu olamayan Türkiye’de sosyalist bile olsa her türlü hakiki devrimcilik, burjuva devrimciliğine varır ve hangi tür olursa olsun devrimciliğin başarısız kılınması, burjuva devrimine karşı elde edilmiş başarıdır.
“Ordu’dan Yol’cu” yazısını okumaya devam etZekilik ve Dindarlık
Zekilik ve dindarlık bir bakıma birbirlerine benzerler.
“Zekilik ve Dindarlık” yazısını okumaya devam etSıcak Para
Bu yazı, sıcak para konusunda muhtemelen yaygın olan bir manipülasyon pratiği üzerine saf bir kurgudur.
“Sıcak Para” yazısını okumaya devam etAntik ve modern burjuvazi?
Devletin Türkiye’de örneğin 1970’lerde topluma ya da şimdilerde örneğin uluslararası finansal ilişkilere müdahalesi, Türkiye’de modern anlamda burjuvazinin henüz gelişmediğinin kanıtıdır. Diğer bir deyişle toplumsal yardım gerektiği ama bulunamadığı zaman “nerede bu devlet?” feryadı duyulur, ülkemizde; samimi olarak işte bu feryadın duyulması, moderniteye geçilememiş olmasının, antik koşulun hüküm sürdüğünün doğrudan delilidir. Bu yazı, bu bakımdan konuyla ilgili kitabımı (Sarı, 2018) tamamlayan yazı serisinin bir parçasıdır.
1961 Anayasası, modern burjuva toplumunun varlığını önvarsaydı, ama modernite öncesi, antik koşulda benimsendi. Sınıfsal dinamiklerin dengelenmesiyle oluşan modern toplumsal dayanağı yoktu. 1981 Anayasası, antikitede ısrarcı olan, ama moderniteyi arzulayan bir aklı ima eder.
“Antik ve modern burjuvazi?” yazısını okumaya devam et