Toplumsal Sermaye, Büyüme ve Eğitim

Ponzetto ve Troiano (2018) toplumsal sermayeyi malumatın toplumsal yayılma oranı (İng. the rate of social diffusion of information) diye tanımlıyor. Toplumsal sermayenin iktidardaki siyasetçilerin toplumsal gönenci düşürme pahasına sonuçları uzun dönemde görülebilecek yaptırımlardan kaçınıp kısa dönemde sonuç alan yatırımlara yönelmesini azalttığını ortaya koyuyorlar.

“Toplumsal Sermaye, Büyüme ve Eğitim” yazısını okumaya devam et

Emeksiz, Sermayesiz Kazanç

Üretime yalnızca ham madde, ara malları ile emeği satın alan ve üretim araçlarını kiralayan girişimcinin gerçekleştirdiği biçiminde yaklaşılabilir. Bu yaklaşımla katma değer ücret ve kira ödemelerinin toplamından farklılaşıyorsa fark girişimciye kalır. Loukas ve Neiman (2018) emek ödemeleriyle üretim araçlarının kiralarının toplamını katma değerden çıkarttıklarında beliren farkı, “faktörsüz gelir” olarak adlandırıp A.B.D. ekonomisinde faktörsüz gelirin 1960’dan sonraki gelişimini irdeliyor.

“Emeksiz, Sermayesiz Kazanç” yazısını okumaya devam et

Avrupa’nın gevşeyen kaldıracı

Öniş ve Kutlay (2017) Avrupa’nın çevresini dönüştürücü gücünün zayıfladığını, bunda itici etmenler olarak gördükleri Avrupa içindeki gelişmeler kadar çekici etmenler olarak gördükleri dünyanın geri kalanındaki gelişmelerin de etkili olduğunu ortaya koyuyor. Literatürde şimdiye kadar çekici etmenlerin işlenmediğini belirtiyor. Geliştirdikleri kuramsal çerçevenin Türkiye ve Macaristan’ın 21. yüzyılda şimdiye kadarki gelişimlerine uyduğunu gösteriyor.

“Avrupa’nın gevşeyen kaldıracı” yazısını okumaya devam et

Batakhane mi, gönençli toplum mu

Türkiye’nin ekonomisine baktığımızda tekrar tekrar aynı şeyleri yaşadığımız görülüyor. Önce atılım için bir hamle yapıyoruz, umutla başlıyoruz. Umutlar, yirmi yılda karabasana dönüşüyor. Sonra sert bir kırılma yaşanıyor ve yeni bir atılıma geçiyoruz. Bu da bizim ekonomik büyüklük olarak potansiyelimizin çok ama çok altında kalmamıza yol açıyor. Kısa hayatım boyunca bu yirmi yıllık cebelleşmenin üç tanesini gördüm, dördüncüsünün sonuna yaklaşıyoruz. Bunu sayılarla, olgularla bilimsel olarak saptamak mümkün mü? Evet. Hem çözüm önerileri geliştirmeye temel olacak hem de anlaşılabilecek biçimde anlatmak mümkün mü? Evet. Yeni çıkan kitabım olanÜlkemin Kaçan Gönencinde yaptığım bu. Nasıl mı? Kısaca anlatayım.

“Batakhane mi, gönençli toplum mu” yazısını okumaya devam et

GSYH’nın Hesaplanma Yönteminin Değişimi

Politikekonomi.net Çalışılan Makale No: 2017-2 ver. 1.0

Bu yazıda, 2015 yılından sonra gerçekleştirilen GSYH hesaplama yöntemindeki değişim irdeleniyor. Önceki yöntemle gerçek değerlerin, şimdiki yöntemle saymaca değerlerin göreli olarak daha isabetli hesaplanmasının ve deflatör hesaplamalarındaki ölçüm hatalarının tarafgirliğinin birlikte, iki farklı yöntemle hesaplanan GSYH serilerinin birbiriyle uyumsuz olmalarına yol açtığı gösteriliyor. Uygun bir deflatörün kullanımı iki seriyi uyumlu hale getireceği ortaya konuyor.

“GSYH’nın Hesaplanma Yönteminin Değişimi” yazısını okumaya devam et

Turkey’s Economic Cycles

Politikekonomi.net Working Paper No: 2017-1 ver. 1.0

This paper introduces Turkey’s recurring economic cycle over the last century. Different from worldwide business cycles with a typical duration of 3-10 years and long waves of 40-60 years, Turkey’s economic cycle has a consistent duration of 20 years and is of a fixed shape. Turkey’s economic cycle does not overlap with worldwide business cycles or long waves. Worldwide business cycles and long waves can be explained by changes in the conditions of production, consumption and finance, but in the case of Turkey’s economic cycle such factors do not seem to be applicable.

“Turkey’s Economic Cycles” yazısını okumaya devam et

Türkiye’nin Ekonomik Döngüsü

Politikekonomi.net Çalışılan Makale No: 2017-1 ver. 1.0

Bu yazıda, Türkiye’nin son yüzyılda kendini yineleyen ekonomik döngüsünü tanıtılıyor. Dünya genelindeki 3-10 yıl süreli iş döngülerinden ve 40-60 yıl süreli uzun dalgalardan farklı olarak Türkiye’nin ekonomik döngüsü, 20 yıllık sabit süreli ve sabit biçimlidir. Türkiye’nin ekonomik döngüsü ne dünyadaki iş döngüleriyle ne de uzun dalgalarla zaman olarak örtüşür. Dünyadaki iş döngüleri ve uzun dalgalar, üretim, tüketim ve maliye koşullarındaki değişimler ile açıklanırken bu açıklamalar Türkiye’nin ekonomik döngüsüne uymaz.

“Türkiye’nin Ekonomik Döngüsü” yazısını okumaya devam et

Yol, köprü yapımını abartma

Glaeser ve Ponzetto “Ulaştırma Yatırımlarının Siyasal İktisadı” adlı yazılarına bir soru sorduktan sonra seçmenlerin tercihlerinin takipçisi olmaktansa dikkatlerini çekerek ardından sürüklemenin, siyasal başarı getirdiğini ima eder biçimde  “kamu eylemlerinin tümünde olduğu gibi ulaştırma kararları da, yalnızca seçmenlerin tercihleri tarafından değil, seçmenlerin  dikkatleri tarafından da belirleniyor” diye yazarak başlıyor. (Glaeser ve Ponzetto, 2017, s. 1) Böylece siyasal yönetimin kamu adına seçmen tercihlerini yansıtmayan işleri seçmenlerden onları heyecanlandıracak şovlarla destek alarak uygulanmasının, daha yüksek gönenç düzeyi bulunduğu halde daha düşük gönenç düzeyinde kalınmasına yol açacağı ortaya çıkıyor. Seçmenlerin eğitim düzeyleri arttıkça, gönenç artışı konusunda başka sorunlar çıkmaya başlasa da bu tür çarpıklıklar azalıyor.

“Yol, köprü yapımını abartma” yazısını okumaya devam et

Türkiye ekonomisinin trendi

27 Haziran 1998’de Adana’da Richter ölçeğine göre 6,2 büyüklüğünde bir deprem oldu. 17 Ağustos 1999’da Gölcük’te 7,5 büyüklüğünde bir deprem oldu. 12 Kasım 1999’daysa bu sefer Düzce’de 7,2 büyüklüğünde deprem oldu. Bu depremlerin arasında, öncesinde ve sonrasında sayısız deprem oldu, çoğu hissedilmedi bile. Gölcük depremi öyle bir anda olup bitmedi, Wikipedia’ya göre 37 saniye sürdü.

“Türkiye ekonomisinin trendi” yazısını okumaya devam et

Ne kopuyor bir kaşık petrolde?

Cherif, Hasanov ve Pande (2017) enerji sektöründeki geçmiş değişimi inceleyip gelecek değişimler konusunda kestirimlerde bulunuyor. Bir yandan ulaşım ve taşımacılıkta hayvanların kullanımından motorlu arabaların kullanımına geçişe bakıp motorlu arabalardan elektrikli arabalara geçiş sürecinin nasıl olabileceği konusunda kestirimlerde bulunuyorlar. Diğer yandan başat enerji kaynağı olarak odundan kömüre geçiş sürecine ve kömürden petrole geçiş sürecine bakıp ağırlıklı olarak petrole dayalı olan enerji sektörünün var olan yapısından yenilenebilir kaynaklara dayalı yeni yapıya nasıl bir süreçte geçileceği konusunda kestirimlerde bulunuyorlar.

“Ne kopuyor bir kaşık petrolde?” yazısını okumaya devam et